Attila İlhan’dan “Yağmur Kaçağı”

Attila İlhan, pek çoğumuzun duyduğu bir şair ve yazar. Tabii birçoğumuz onu şiirleriyle tanıyoruz gazete yazılarıyla da sinema eleştirileriyle değil. Zaten doğru düzgün onu okuyan da yoktur. Ben de çok şiir okuyan birisi değilim. Ülkede şiir okuyan insanların da çoğunun entel tipler olduğunu düşünüyorum. Okudukları şiirden bihaberler. Tek amaçları ortamda hava atmak ya da kendi kırılgan egolarını şişirmek. Bu yüzden de şiire ve şiir okuyanlara yeterli değer gösterilmiyor hatta okuyanlar küçümseniyor. Ne var ki bu başka bir yazıda ele alınacak geniş bir konu. Bu yazıda ben Attila İlhan’ın Yağmur Kaçağı kitabından birkaç şiiri sizlerle paylaşacağım.

Yağmur Kaçağı

elimden tut yoksa düşeceğim yoksa bir bir yıldızlar düşecek eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni geceleri bir çarpıntı duyarsan telâş telâş yağmurdan kaçıyorum sarayburnu’ndan geçiyorum akşamsa eylül’se ıslanmışsam beni görsen belki anlayamazsın içlenir gizli gizli ağlarsın eğer ben yalnızsam yanılmışsam elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni

Üçüncü Şahsın Şiiri

gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım

ne vakit maçka’dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım

akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım

zehra’nın hali

“onbeş gün kanıma ekmek doğradım çiğnedim
ben azraildim kana susamıştım, şarabım kalmamıştı
zehranın halini gördüm, bir mezar gibi içlendim
içindeki tenhalığı kimse anlamamıştı
artık boyanmıyordu, yorgundu zayıflamıştı
allahıma sövdüm
insanlıktan istifa ettim”

Hey merhaba 👋
Tanıştığımıza memnun oldum.

Yeni yazılarımdan haberdan olmak için kaydolun.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top