Böğürtlen: Mehmet Rauf’tan Bir Aşk Romanı

Mehmet Rauf ismini duyunca pek çoğumuzun aklına lisedeki edebiyat derslerimizden hayal meyal hatırladığımız Eylül romanı geliyor. O zamanlar bize ezberletilen “ilk” eserler vardı. İşte ilk roman, ilk deneme, ilk gerçekçi eser gibi uzayıp gidiyor bu liste. Sayısalcı olan pek çok öğrenci zaten umursamıyordu. Neden kale alacaklardı? Genel kültürden başka bir şey değildi. Sözel ve eşit ağırlık girenler ise mecburiyetten ezberlemişlerdi. Bunun dışında Mehmet Rauf’u kim bilirdi? Okuyan da ünlü diye Eylül’ü okuyordu zaten. Oysa polisiye türünde eserler de vermişti Rauf. Böğürtlen ise psikolojik tahlillerle dolu bir aşk romanıydı. Yer yer okutan yer yer de bezdiren bir eserdi kendisi. Şahsen bu tarz aşk romanları bana göre değil ama gelişmek için okuyorum.

Böğürtlen Ne Anlatıyor?

Böğürtlen tıpkı Eylül gibi psikolojik tahlillerle dolu bir aşk romanı. Adını böğürtlene benzetilen romanın iki ana karakterinden biri olan Müjgan’dan alıyor. Kitabı okudukça neden böyle bir teşbih yapıldığını çok daha iyi anlıyorsunuz. Romanın diğer ana karakteri Pertev Bey’in gözünden anlatılıyor olaylar bize. Kendisinin Nihat adında bir arkadaşı var. Nihat sayesinde bir davete katılıyor ve orada Graslar lakaplı üç tane birbirinden güzel ve işveli kız kardeşle tanışıyor. Bir de bunların yetim bir kuzenleri var: Müjgan. Pertev Bey bizim Müjgan’a aşık oluyor çünkü diğerlerinin bu tavırlarından rahatsız oluyor. Pertev Bey daha hanım hanım ve vakurlu kadınlardan hoşlanıyor. Diğer üç kadın ise buldukları erkeği soyma ve günlerini gün etmenin peşindeler. Buna rağmen Müjgan’a gerçekten kardeşleri gibi davranıyorlar, o konuda haklarını yemeyeyim. Hem Nihat’ın hem de kız kardeşlerin desteğiyle Pertev Bey usulünce Müjgan’a yürüse de Müjgan hiç oralı olmuyor hatta yer yer Pertev Bey’i alenen kırıyor. Geçmişinden dolayı erkeklere ve aşka güvenmekte zorlanan Müjgan’ı ikna etmek epey meşakkatli oluyor.

Karakterler

Pertev Bey: Romanımızın ana karakteri ve bir İstanbul beyefendisi. Gerçek ve saf aşka inanıyor ve ciddi olmayan ilişkilerden hoşlanmıyor. Nihat’ın davetiyle üç kız kardeş ve Müjgan ile tanışıyor.

Nihat: Pertev’in yakın arkadaşı. Mizacı Pertev’den farklı ve ilişkilere eğlence gözüyle bakıyor.

Müjgan: Pertev’in aşık olduğu Böğürtlen lakaplı kız. Güzel olduğu kadar erişilmesi zor da. Romanda beni az sinir etmemişti. Nitekim Pertev de şunları demişti: “Ona böğürtlen değil, kirpi demeliymişim. Herkese, her şeye, her söze karşı ilk hissi kaçınma, kuşku ve güvensizlik. İlk harekete hep itiraz, ilk söze her zaman aynı sertlikle, “Hayır”.

Şekure, Mahmure, Nigar : Parayı ve eğlenceyi seven üç kız kardeş. Ağlarına düşürecekleri yeni erkekleri arar dururlar. Romanın başında Pertev Bey’e Müjgan konusunda yardım etmişlerdir.

Süheyla Hanım: Pertev Bey’in kitabın ortalarında flörtleştiği kadın. Yetenekli ve çekici bir kadın olmasına rağmen ağırbaşlı olmadığı için Pertev Bey ona aşık olamıyor.

Üslup ve Genel Olay Örgüsü

Yazıldığı dönemden dolayı yalın bir dile sahip değil. Servet-i fünun dönemi baskının ve sansürün yüksek olduğu bir dönemdi. O dönemki yazılan eserler arı bir Türkçe ile yazılmamıştı. Üstüne kitap da psikolojik tahliller barındırıyor. Aşkın ne olduğu sorgulanıp duruyor. Günümüz Türkçesine çevrildiği halde okurken anlamını bilmediğiniz pek çok kelime olacak. Yine de bana göre akıcı sayılabilecek bir kaleme sahip Rauf. Okurken bunaltan aşırı betimlemeler yok fakat özgün bir üslubu da yok gibi. Belki de fazla eserini tüketmediğim içindir.

Kitabın özeti ise şöyle:

 İstanbul’da doğup büyüyen Pertev, Büyükada’da katıldığı bir davette karşılaştığı Müjgan’a ilk görüşte âşık olur fakat Müjgan ne daha önce tanıştığı kadınlara ne de diğer arkadaşlarına benzer. Gezintilerde, toplantılarda ve müzik ziyafetlerinde Müjgan’la bir araya gelen Pertev, bütün çabalarına rağmen Müjgan’ın inadını bir türlü kıramaz. Tutkulu bir aşkın ilk adımları olarak görülebilecek bu olaylar, gurur mücadelesine dönüşmek üzereyken beklenmedik bir olayla son bulur.

Yer yer sinirlensem de hoş bir kitaptı. Bundan daha iyi aşkın doğasını işleyen eserler mevcut tabii. Bir de hangi yayınevinden ve çevirmenden okuduğunuz da işleri değiştirir. Ben Kapra’dan okumuştum, size de öneririm.


Abdurrahman ATABAŞ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top