İçeriğe geç
Anasayfa » Solo Leveling- Vasatın Üstü Bir Seri

Solo Leveling- Vasatın Üstü Bir Seri

Solo Leveling anime camiasına girmiş olanların elbet duyduğu bir seridir zira epey popüler. Büyük bir heyecanla(hype ile) bekleyen pek çok izleyici ve manhwa okuyucusu vardı. Ben de bundan birkaç sene önce adını çok duyunca bir merak ettim. Acaba nasıl bir seriydi bu? Yorumlarda hep ” Şöyle iyi, böyle iyi, felaket sürükleyici” falan deniyordu. Ben de boş zamanım olunca bir şans vereyim dedim ve okudum. İlk başları biraz durağan gitse de İgris dövüşüyle beraber sürükleyicilik arttı ve seri bunu uzun süre korumayı başardı. Manhwanın bir kısmına kadar deli gibi okudum çünkü dedikleri gibi sizi içine çekiyordu. Ne var ki olay örgüsü karmaşık değildi aksine basitti. Yazar çok basit bir mantıkla yazıp tekrara düşüyordu. Ana karakter amacını gerçekleştirdi serinin ortasında. Ee, şimdi ne olacak? Hayvan gibi de güçlendi bu adam. O noktadan sonra seri benim için düşüşe geçti ve tekdüze bir hâl aldı. Bitirdikten sonra da dedim ki ” Abi bu nasıl son böyle ya?” Zaten absürt derecede güçlü olduğu için onu zorlayacak bir mücadele bulunmuyordu. Hepimiz iyi biliriz ki hikâyelerde bir çatışma unsuru olmalıdır. Kötü güzeller çatışırken fakir zenginle kavga eder ve o kurgu bir şekilde ilerler. Çatışma olmadan bir hikâye yazılabilir mi? Bizim ana karakterle çatışacak düşmanlar var da bizimkinin yeneceğini halihazırda biliyoruz. Biz bu filmin sonunu biliyoruz ve bu çok sıkıcı.

Başka serilerde yine böyle olaylar olsa da okudum ve geçtim. Ben de kısmen bir yazar olduğum için olay örgülerine, karakterlere ve çatışmalara dikkat ediyorum. Solo Leveling bir uyarlama aldığında ilk birkaç bölümü izleyip saldım. Beni içine çekemiyordu çünkü bu çerezlik bir seriydi. Bir kez tüketip kenara atacaktın fakat insanlar öyle görmüyordu sanırım. Ciddi ciddi fanları vardı bu serinin. Sonra bir gün Youtube’da bu seriyle alakalı bir eleştiri videosu gördüm. Muharrem Şahin diye bir kanal yaklaşık sekiz dakikalık bir videoda bu seriyi tabiri caizse yerin dibine sokmuştu. İzleyince çoğu yerde hak verdim adama. Bu seri hikâye olarak vasattı. Hiçbir ilginç yanı da yoktu ve seriyi okutan tek etmen sürükleyici olmasıydı. Bunu dikkate alarak ben seriye vasatın üstü diyorum ve bunu da açıklayacağım.

Neden Vasat Solo Leveling

Solo Leveling hikâye olarak tam anlamıyla vasattı. Şimdi kelimenin anlamını bilmeyen fanlar gelip bana saldırmadan açıklayayım: Vasat sanıldığının aksine kötü değil ortalama demektir. Bizzat TDK’nin tanımına bakabilirsiniz. Ben burada seriyi Muharrem gibi tamamen gömmeyeceğim. O, Solo Leveling için sekiz yaşında bir çocuğun oyuncaklarıyla oynarken kurduğu hayal falan diyordu. Sekiz yaşında bir çocuk böyle bir olay örgüsünü yazmayı bırak olay örgüsünün ne olduğunu bilmez. O yaştaki bir çocuğun da hayal edebileceği şeyler yaratıcı olsa bile uzunluk olarak çok kısıtlıdır. Ben ilkokulda uzun şeyler yazmaya kalktığımda muhakkak saçmalardım. Benim için Solo Leveling tutkulu bir liselinin bir parça yetenekle harmanlanmış ıslak rüyalarının tezahürüdür. Solo Leveling mantığı bir şeyi ben ortaokulda düşünmüştüm. Liseye geçince daha da geliştirmiştim bu evreni. Her yaş aldığımda kafamda oluşturduğum bu öykünün daha olgun ve derin olduğunu hissediyordum. Benim ana karakterim de kendine hizmet eden bir orduya sahipti ve bu orduyu hem geliştirip hem de büyütüyordu. Benzerlik bununla sınırlıydı diyebilirim çünkü benim öyküm bambaşka bir evrende geçiyordu ve karakterlerin önemi vardı.

Son nokta elzem zira Solo Leveling serisinde adını hatırladığınız kaç tane karakter var? Ana karakter dışındaki karakterler hikâyede ne işe yarıyor? Gerçekten diyorum ne işe yarıyor bu adamlar? Ana karakterin gelişimine katkıda bulunuyorlar mı? Bulunmuyorlar zaten bizim eleman karakter gelişimi yaşayacağı yerde tersine evrim geçirip bomboş bir adam oluyor. Hiçbir ilgi çekici yanı falan yok, bildiğin bir tipleme karakter bile değil. Aşırı güçlü, duygusuz, ergen kızların aşık olacağı yakışıklı bir dallama. Saitama bu adamdan bin kat daha ilginç bir karakter. Ortalıkta meme diye dolaşan Denji bile insanı güldürüyor. Bu adam ne yapıyor? Soğuk soğuk konuşuyor, ona buna racon kesiyor, askerlerine emir veriyor arada. Güçlenmem gerek diyor başka bir halt demiyor. Bu adamın ezik hâli bu mal hâlinden daha iyiydi.

Diğer karakterlere geri dönersek zaten ya bu adamın gücüne hayran olanlar var ya bu adama atar gider yapanlar var. Bir de sistemin içindeki canavarlar falan var işte. Canavarlar serideki çoğu insandan daha ilgi çekici değilse bir şey bilmiyorum.

Solo Leveling Kadınları Mağara Döneminde Kalmış

Bu serinin kadınları mağara döneminde yaşıyor sanırım ya da kendilerini öyle sanıyorlar. “Kadınlar hipergamiktir” mevzusunu bizim yazar arkadaş mabadından anlamış sanırım. “Kadınlar güçlü ve olanı sever.” demek kadın gördüğü kaslı erkeğe sulanır demek değil ki. Seride ne kadar boş kadın karakter varsa bizim elemanın kasları görünce kendinden geçiyor. Bizimki ne zaman soğuk konuşsa yine bu kadınlar ruhunu oracıkta teslim ediyor. Ablam siz nerede yaşıyorsunuz? Adam “Sizler benim karılarımsınız bundan böyle.” dese hepsi koşulsuz gidip kabul edecek. Bütün o kadınları anlıyorum da S sınıfı o sarışın bari biraz kendini ağırdan sat. Bu kadar mı sığ bir kadınsın sen ya? Adamı inşaatta çalışırken görünce kendinden geçti bizim sarışın. Gerçek hayatta bizim sakallı emmilere anca köydeki dedikoducu kadınlar düşüyor. Yazar nasıl bir hayal dünyasında yaşıyor anlamadım. İblis bir ablamız vardı( ben bu karakteri seviyordum). Bu iblis bile bizim adama aşık oldu.

Kaynak: Wiki

Amaç Ne?

Bütün seri boyunca amaç neydi? Bizim adam o heykellerle dövüşmek istiyordu, annesini iyileştirmek istiyordu. Bu ikisini yaptıktan sonra bizim adama motivasyon lazım. Bu sefer de monarklar falan ortaya çıktı. Yok melekler varmış yok monarklar varmış. Bizim adam geliyor bunlarla falan dövüşüyor, yine güçleniyor. Bir ara bunun babası ortaya çıkıyor, bir şeyler dönüyor. Bizim S sınıfı avcılar dizi izler gibi olayları izliyor derken hikâye bitiyor. Bu seriyi övenler bana bu seriden ne öğrendiklerini söyleyebilir mi? Bana İnternetten bakmadan üç tane karakterin adını söyleyebilirler mi? Hiçbirini yapamazsınız çünkü umurunuzda bile olmadı. Sıfır derinlikli ve sıfır felsefeli sadece aksiyona ve dövüşe dayanan ortalamanın bir tık üstü bir öyküydü bu, fazlası değildi hiçbir zaman da olmadı. Konsepti de özgün değil. Bundan önce aynı bu mantıkta bir manhwa zaten varmış, gidin araştırın biraz. Dövüşleri güzel olunca ve kendini okutunca seri birden patladı o kadar. Böyle bir seri bundan elli yıl sonra okunursa ya da izlenirse bu insanlık olarak bizim ayıbımızdır. Bunun gibi binlerce manhwa serisi var. Eline kalem geçen yazar olmuş Kore ve Japonya’da. Biraz farklı seri görünce artık çocuk gibi mutlu oluyoruz.

Sonuç

Sadede gelirsek bu serinin iyi ve kötü olduğu birkaç yön var:

  • Sürükleyiciliği ve akıcılığı iyi
  • Ele aldığı evren ilgi çekici
  • Dövüşleri ve aksiyonu güzel

Kötü yanları ise

  • Karakter gelişimi yok
  • Yardımcı karakterler çok yetersiz
  • Aksiyon harici bir şey yok
  • Araya sokulan gereksiz komedi unsurları barındırıyor
  • Olay örgüsü tekdüze ve basit

Abdurrahman ATABAŞ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

“Solo Leveling- Vasatın Üstü Bir Seri” hakkında 1 yorum

  1. Başlığı okumasam, yazından animeyi vasatın altı bulduğunu düşünürdüm. Kadınlar kısmında patladim sdhsjdj

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir