Aden, ünlü bilim kurgu yazarı Stanislaw Lem tarafından 1959’da yayınlanmış bir romandır. Türkiye’de Stanislaw Lem Yenilmez ve Solaris kitapları ile biliniyor desem yanlış olmaz sanırım. Bunun iki ana sebebi var:
- Ülkemizde bilim kurgu diğer türler kadar tüketilmiyor bu yüzden öne bazı eserler çıkabiliyor.
- Lem’in külliyatı düzgün bir şekilde yayımlanamadı.
İletişim Yayınları ve bazı diğer yayınevleri belli kitapların telif hakkını alıp bunları Türkçeye kazandırmışlar. İthaki ise Yenilmez kitabını kendi bilim kurgu klasikleri serisine eklemişti. Son yıllarda ise haklar Alfa Yayınları’na geçti ve Lem’in külliyatını bizlerle buluşturuyorlar. Ondan fazla eseri Türkçeye çevirdiler. Kapak tasarımları da şahsen benim hoşuma gidiyor ve insanın okuyası geliyor. Gönül isterdi ki İthaki gibi her kitabın kendine has ayracı olsun.
Aden Ne Anlatıyor?
Aden başka bir yıldız sistemindeki yıldızın dördüncü gezegenine mecburi iniş yapmak zorunda kalmış altı kişilik tayfanın öyküsünü anlatıyor. Bu mürettebatın içinde bir Doktor, Fizikçi, Kimyager, Sibernetikçi, Mühendis ve Kaptan var. İsimleri büyük yazdım zira bu kitapta normalde alışık olmadığımız bir durum mevcut. Romanlarda karakterleri adlarıyla görmeye alışığız fakat bu eserde Lem bizlere karakterleri meslekleriyle tanıtıyor ve öykü boyunca bir karakter hariç hiçbirinin ismini öğrenemiyoruz. Öğrendiğimin de adını ben unuttum şahsen. Bu tarz bir yazımın benzeri Dünyalar Savaşı adlı kitapta da mevcut.
Konuya dönecek olursak bu gezegene inmek gibi bir hedefleri olmayan mürettebat zorunlu inişten sağ çıkıyorlar ama gemi büyük oranda toprağa gömülüyor. Kimsenin ölmediğinden emin olan Kaptan tayfayı topluyor ve hemen bir durum değerlendirmesi yapıyorlar. Aden’in solunuma uygun bir atmosferi olsa da uzay giysilerine yine de ihtiyaçları var . Onun dışında erzakları ve suları ne durumda? Uzay gemisinde onlara yardım için gelen robotlar ne durumda? Çarpmadan dolayı bütün gemi birbirine girmiş ve robotlar atıl durumda. Suya ise radyasyon karışmış, enerji desen yok. Büyük bir uğraş verip “iç kapak” sorununu çözüyorlar. Gemideki belli işleri hallettikten sonra sıra dışarıyı keşfetmeye geliyor. Aden, onları sabırsızlıkla bekliyor.
Ekip en başta gezegeni beraber keşfetmeye çıkıyor. Düştükleri yeri anlamaya ve bir plan yapmaya hazırlanıyorlar. Bir müddet sonra bir çöle düştüklerinin farkına varıyorlar. İlk yaptıkları keşiflerde gördükleri canlı türleri bizim dünyamızdan epey farklı. Burada devreye şüphesiz Lem’in fevkalade hayal gücü giriyor. Aden’deki o canlı türlerini bize detaylıca betimliyor.
Kitabın asıl olayı ise bu canlıları anlamak ve onlarla iletişim kurabilmek. Bunun içinse sınırlı zamanları var. Nitekim iletişimsizlik sorunu yüzünden olanlar oluyor. Doktor’un merakı ve ısrarı karakterlerimizi anlaşılması güç bir duruma sokuyor.
Karakterler ve Kitabın Dili
Üstte de yazdığım gibi Aden kitabında karakterleri isimleriyde değil meslekleriyle biliyoruz. Bu altı karakterin dışında Blackie diye sonradan onarılan bir robot var. Karakterlerin özellikleri ise kısaca şöyle:
- Kaptan: Takımın lideri olarak daha otoriter ve sert bir yapıya sahiptir. Takımı her zaman bir arada tutmaya çalışır ve genelde uzlaşmacıdır. Buna rağmen bazen kendi otoritesini de kullanır. Ekibinin fikirlerine önem verir.
- Doktor: Serinin en önemli karakteri desem yanlış olmaz sanırım. Olaylara diğer arkadaşlarından farklı bakar ve meraklıdır. Uzaylıları anlamaya çalışır ve bu çabasını kitap boyunca sürdürür, yer yer Mühendis ile bu yüzden tartışırlar.
- Mühendis: Olaylara daha akılcı yaklaşır ve pratiktir. Uzaylılar konusunda Doktor ile ters düşerler.
- Kimyager: Bir temel bilimci olduğu için o da olaylara deneysel yaklaşır. Uzaylılar konusundaki fikirleri ise kitabın bir noktasından sonra belli olacaktır.
- Sibernetikçi: Olaylara diğlerleri kadar karışmaz ve genelde robotlarını düşünür. Hikâyenin en başlarında fazla rolü olmasa da sonda mühim bir rol oynar.
- Fizikçi:Olaylara teorik perspektiften bakar, bu da bazen ekibin ilerlemesini yavaşlatabilir.
Kitabın diline gelecek olursak Yenilmez kadar bilimsel terim içermiyor diyebilirim fakat yine de belli bir jargon mevcut. Betimlemeler yerinde ne fazla ne az. Akıcılık olarak ise yer yer kullanılan diyaloglar anlatıma zenginlik katmış. Ne var ki kitabın açılması ve asıl olayların başlaması epey zaman alıyor. Kitabın ortalarına kadar dişinizi sıkmanız gerekiyor. Sonlara gelindiğinde ise sürükleyici oluyor ve bir çırpıda bitiyor.
Ne Zaman Yazıldı
1959 yılında yazılan Aden Lem’in diğer birçok bilim kurgu kitabı gibi uzayda geçmektedir. Türkçeye ise Olgun Baydemir tarafından çevrilmiştir. Düşündüğüzde daha bu vakitler uzaya giden insan olmamasına karşın Lem böyle bir kitabı yazmayı başarabilmişti.
Günün Sonunda Aden
Aden, bir bilim kurgudan daha fazlası. Gerek içinde barındırdığı felsefi zemin ve sorularla gerek dilin ve iletişimin önemini bize hatırlatmasıyla. Dil, sandığımızdan çok daha mühim, çok daha hayati. Yanlış bir iletişim felaketlere yol açabiliyor. Bitmeyen Savaş kitabında ise tam da bu dediğim oluyor. Tek bir yanlış anlaşılma… Dilimiz nasıl düşüneceğimizi ve yaşayacağımızı da belirliyor. Her geçen yılda onun hakkında yeni şeyler öğreniyoruz. Dilin ve iletişimin önemi de dolayısıyla eserlere yansıyor.
Abdurrahman ATABAŞ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.