İçeriğe geç

Stresli bir zamanımda yolda yürürken aklıma gelen düşüncelerimden derlediğim bu anektod ile amacım sizi hem düşündürmek hem de biraz rahatsız etmek. Nefret hayatımızın her yerinde.

Sabah yatağın ters tarafından kalkmıştı o gün. Ağız dolusu küfretti. Perdeyi açtı ve dışarı baktı. Lanetler okuduğu şehir yine karşısındaydı. Nefret ediyorum diye geçirdi içinden. Bu şehirden de bu ülkeden de nefret ediyorum. Yüzünü yıkamak için lavaboya gitti. Kapıyı tıklattı. Kız kardeşi içerde makyaj yapıyordu her zamanki gibi. Yine şu piçle buluşacak değil mi dedi. Nefret ediyordu o adamdan ama olayları akışına bırakmıştı. Kız kardeşi reşitti sonuçta. Kiminle yattığı beni ilgilendirmez, nasıl olsa ben zamanında vereceğim dersi verdim dedi. Kız kardeşi içinden saydırdı abisine. Burcu orospusunu bir unutamadı gitti, geldi yine saracak bana abim olacak bu herif. Aylak aylak gezsin ancak yaz boyu. Bunu bu kafayla daha çok aldatırlar. Hak ediyor nasıl olsa. Kız kardeş lavabodan çıktı. O sırada anneleri yemeğe çağırdı onları. Kahvaltı hazır diye seslendi. Kız masaya oturdu. Yine abisinin seveceği yemekler vardı. Annesi hep abisini kayırırdı zaten. Oğlu da oğlu. Başka bir şey düşünmezdi sanki. Kız annesinden de nefret ederdi. Yobazın teki diye düşünürdü. Kendi yaşayamadı, şimdi de beni alıkoyacak. Abi de masaya oturdu. Neşesi biraz da olsa yerine gelmişti. Ellerine sağlık anne dedi. Annesi gülümsedi. Kız içinden tiksindi. Öğk. Bunların bu saçma sapan görgü kuralları midemi bulandıracak. Çok matah bir şey yaptı yobaz karı sanki. Hızlıca yemeğini yiyip çıktı o leş ortamdan.

Kafeye çok kalmamıştı. Kızın kalbi güm güm atıyordu. Dün çocukla uzun uzun mesajlaşmışlardı. Bugün kız en iyi halindeydi. Sabahtan duş da almıştı. Hissediyordu. Seks olacaktı bugün kesin. Zaten libidosu son günlerde çok yükselmişti. Çok fena arzuluyordu çocuğu. Bu düşüncelerle vardı buluşma yerine. Çocuk ayakta onu bekliyordu. Bir farklılık var sanki dedi kız içinde. Çocuk delici bakışlarla onu süzdü. “Geldin demek.” Çocuk bunu öyle bir ses tonuyla söylemişti ki kızın bunu tarif etmesi imkansızdı. Kızın yüzü düştü bir anda. İyi misin diye çocuğa soracaktı ama vazgeçti. Onun yerine nasıl olmuşum, beğendin mi bu tarzımı dedi kendini gülmeye zorlayarak. Çocuk umursamaz ve bıkkın bir şekilde “Bu kadar makyajın ve süslenmenin amacı ne” diye bir soru yöneltti. Kız ne demek istiyorsun der gibi baktı. Çocuk lafı uzatmayacağım dedi. Ayrılıp bitiriyorum bu ilişkiyi bugün, sıkıldım senden. Seninle yeterince eğlendim bence dedi. Kız kulaklarına inanamadı. Başından aşağı kaynar sular döküldü sanki. Çocuk durmadı ama. Onu parçalamaya ve kalbini yerle bir etmeye devam etti. Cidden seninle ciddi bir ilişki yaşayacağımı falan mı düşündün? Belki de beni arzulayıp kendini tatmin bile etmişsindir. Ne kadar da acınası. Hayatımda en gördüğüm en boş ve değersiz kızlardan birisisin. Senin gibi birine ayıracak vaktim yok. Kendimi geliştirmem gereken yerler var. Çıkmam gereken çok basamak var önümde. Sen hayattan nefret eden bir insansın. Sahte gülümsemelerle karşılıyorsun beni sürekli. Kendi ailenden bile nefret ediyorsun. Hiçbir sorununu da çözemiyorsun ve utanmadan her birini iki haftadır tanıdığın bana anlatıyorsun. Kendimi iki hafta yeterince eğlendirdim bence. Bu da benim için bir tecrübe neticede. Çok değerli hem de. Senden tiksiniyorum dedi ve el sallayıp uzaklaştı çocuk. Kız heykel gibi dikildi kaldı. Gururu incinmişti. Sinirden ağlamaya başladı. İyi misiniz diyen başka bir çocuğu elinin tersiyle itti. Çekil şuradan diye bağırdı. Hızlıca otobüs durağına doğru koştu.

Durakta yine sigara içenler muhabbet ediyordu. Zıkkım için diye geçirdi içinden kız. Eve gidip odasına kapanacaktı. Belki güzel bir porno iyi gelirdi ona. Zaten uzun süredir de izlemiyordu. Evet, biraz dopamin artışına ihtiyacı vardı kesinlikle. Yanında bir çocuk ve kız deminden beri sohbet ediyorlardı. Ne konuştular be diye düşündü. Çocuk son okuduğu kitabı anlatıyor, kız da büyük bir ilgiyle dinleyip yorum yapıyordu. Kızın aşık olduğu her yerden belliydi. Pürdikkatti. Diğer kız tiksintiyle baktı. Kıskanmıştı içten içe. Çocuk çok uzun ve yakışıklı değildi ama gideri vardı her türlü. Yanındaki kız ise en iyi ihtimalle 6 falandı. Son derece doğal takılıyordu. Hiçbir makyaj ya da oje yoktu. Yalnız çok güzel küpeleri vardı. İçten içe kıskandı. Nefret ediyorum dedi. Bu düşüncelerle bindi otobüse.

Arkadan bir dayı kızı gözlemledi. Şu tipe ve tavırlara bak. Kesin orospu bu kız dedi. Allah sabır versin ailesine. Ne hallere gidiyor bu gençlik dedi. Dayı aklından geçirdi. Ya bu kadar mülteci de var etrafta, hiç mi korkmuyor dedi. Bana ne yav diyip telefonu çıkardı. Facebookta gezmeye başladı. Dayı da nefret ediyordu. O da doluydu nefretle. Ne var ne yok saydırdı mültecilere. Sonra İnstagram girdi biraz da. Yeni açmıştı ama alışamamıştı. Güzel ve genç bir kıza denk geldi. Dayı da duldu. Eşini kaybedeli çok olmuştu. Kıza bir yazayım dedi. Niyetimi iyi sansın da belki bir çakarım diye geçirdi içinden.

İki üniversiteli ayakta birbiriyle konuşuyordu. Şu dayıya baksana. Tam tipik bir Türk dayısı. Kesin malum partilidir bu adam ha dedi. Öteki de onayladı. Bi geberip gidemedi şu yaşlılar. Şunlardan kurtulsak da ülke rahata erse bari. Bir yere de faydaları yok bu yaşlıların. Ancak devletin parasını yiyip kızlara yazarlar. Bu halk çok aptal. Avrupa böyle mi? Ah, orada doğmak vardı. Nefret ediyorum bu ülkeden. İçimdeki nefreti anlayamazsın. Bu insanlar bitmiştir benim için. Son seçimde kaybettiler şanslarını. Kimseye bir vefa borcum yok ki benim.

Kendini akıllı sanman da pek gülünçmüş diye güldü bir çocuk arkadan. Bıkmadınız mu başkalarını gömüp de kendinizi zeki atfetmekten? Ne bu aşağılık kompleksi? Ne bu ego? Sanırsın beyefendi İTÜ’de okuyor. Okuduğunuz üniversite belli oğlum sizin. İki klasik okuyup fazla havalara girmeyin. bırakın bu safi nefreti. Keskin sirke küpüne zarar. Hiç mi duymadınız? Nefret, nefret, nefret. Nereye kadar nefret peki? Avazın çıktığı kadar bağırsan rahatlar mısın peki? O anda diğer çocuklar çocuğun yüzüne bir yumruk patlattı. Ağza alınmayacak küfürler havada uçuştu. Öteki insanlar ayırmaya geldi. Otobüs karıştı. Herkes birbirine sallamaya başladı. Kız nefret ediyorum dedi içinden. Benim derdime bak bir de bunlara bak dedi. Geri zekâlılar sinirlerimi zıplatıyor.

Güzel bir yağmur karşısında kahvesini yudumluyordu genç adam. Şu okuduğum şeye bak be! Klasik Türkler. Ne zaman akıllanacağız? Ne zaman bu nefret döngüsünü kıracağız? Belki de hiçbir zaman. Keşke insanlar ben bilmiyorum diyebilme iradesini gösterebilse. Ama nerede o günler? Kız sevgilisinin omzuna koydu kollarını. Beraber yağmuru izlemeye koyuldular. Çocuk iyi rol yapıyordu. Sevgilisinin onu aldattığını biliyordu. Çocuk da nefret ediyordu ve o da alacaktı intikamını. O da alacaktı.

https://abdurrahmanatabas.net.tr/kitap-tavsiyesi/

Etiketler:

“Nefret” hakkında 1 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version